Arda İle Sonrasında Kazıtmak İsteyeceğiniz Saç Modelleri


     Son Ki Üç Arda !!



     Merhabalar sevgili cilloplar, nasılsınız? Biliyorum uzun bir ara oldu. Hatta 9 aylık blog piyasa hayatımda bu kadar ara vermemiştim hiç ama final döneminden dolayı ders çalışma, kilo alma, stres seviyemi arttıracak şeyler bulma gibi önemli işler peşindeydim. Ama telafi edeceğim paşalar. Merak etmeyin, blog hesabını bahis sitesine çevirip Las Vegas'ı ayağınıza getirerek değil de şubat ayında daha çok yazı yayımlayarak yapacağım bunu. Şu an mutluluktan göz yaşlarınızı silecek mendil arıyorsunuz, biliyorum. Durun yapmayın, beni de ağlatacaksınız.

     Bu şubat ayında üzerimizdeki şoparlığı atıp içimizdeki mezdekeyi bularak halay mendili seviyesine çıkacağız, bana inanın paşalar. Kalkınma planım kaldırma kuvvetimden fazla bu sefer.

     Bunun ilk adımını dış görünüşümüzle yapacağız. Neyin ne olduğunu bilin ona göre imajınızı değiştirin paşalar. İmaj meykırlığımla ilgili iletişim kurmak isterseniz mail adresimden birbirimize de tükürebiliriz.
     O zamaaaan....

     Son Ki... Ay ben bunu söylemiştim, o zaman hemen aşağı satıra gelin, oraya iniyorum ben.

     Arda İle Sonrasında Kazıtmak İsteyeceğiniz Saç Modelleri -

     1- "Önden Çim Biçe Makinesi İle Saldım Çayıra" Modeli : Bir asker çocuğu olarak hayatımın büyük bölümünü bu saç modeli ile geçirdim. 3 numara asker tıraşı olarak da geçiyor bu model halk arasında- Ki eminim her erkek çocuğu bu modeli yaptırmıştır (Ya da zorunda kalmıştır) Tam tarifi; önlerin azıcık uzun bırakılması ama öne doğru tarandığında hepsinin aynı hizada sıralanması ve geri kalan tarafların saçma bir kısalıkta olması.



     Bu modeli ülkemize ilk kim getirdi bilemiyorum ama 2000'ler başında Davut Güloğlu meşhur etmişti. O zamanlar ünlü olsam eminim ki Davutcuğumla pişti olur, birlikte Televole'ye çıkardık.
      Not: Bundan sonraki saç modellerinin fotoğraflarını ileride ünlü olursam kaygısıyla koymuyorum. Ayrıca Türk halkının hala bu fotoğraflara hazır olduğunu düşünmüyorum. 3 numara öptüm sizi.

     2- "Ben Her Halimle Güzelim (Kabarık Versiyon)" Modeli : Bu modeli kızlı erkekli, yaşlı yaşsız herkes uygulayabilir. Ki ben herkesin haftada bir bu modelle hayatta kaldığını düşünüyorum. Olayımız çok basit; saçını yıkadıktan sonra havlu ile azıcık kurula, sonrasında nadasa bırak. Ama çok da kurulama nemli de kalsın az. Sonrasında dışarı çık, rüzgara karşı koş gel, çimenlerde yuvarlan ve saçının son haline bak. Kabarık, kendi kendine şekil alabilen ve cillop bir saç modeli... Ohh miss... Bu saç modelini her sabah saatleri naçizane kafamın üzerinde görebilirsiniz.

     3- "Dışım Havalı İçim Sofra Bezi" Modeli : Özellikle dans ederken ve çok çok yoğun geçen dönemlerimde kurtarıcı bir saç modeli var ki paşalar, akıllara zarar. Alıyorsun bir şapka takıyorsun, ki bu şapka bere olabilir (entel gösterir) "Hip Hop"cı abilerimizin taktıklarından da olabilir (havalı gösterir) sofra bezi modelli bir atkı bile olabilir (samimi gösterir). Bunu yaparken saçınız yağlı mı, şekilsiz mi hiç dert etmeyin. Her şekilde bu modele ayak uydurabilir saçlarınız.

     Listeyi kısa tutuyorum, çünkü bundan 10 sene sonra kel kaldığımda yazacağım "Arda İle Sonrasında Ektirmek İsteyeceğiniz Saç Modelleri" yazısına malzeme kalsın istiyorum. Dediğim gibi geleceğimi düşünmek zorundayım paşalar, lütfen...

     Ayrıca yazacak başka konular ve gündemde tırrek olaylar varken neden bu konu üzerine yazı yazdığıma gelirsek;
     Kendimde son 3 haftadır fark ettiğim bir şey var; evet kilo aldın Arda, anladık, başka?? Hayır aldım ama kimse sonrasında ne hissettiğimi sormuyor. Ortaya şöyle bir denklem çıkıyor halbuki;
     - Aldığım kilolarla sürekli aynaya bakar oldum + Hatta ayna bana bakıyor, ben ona değil = Ve gördüğüm şeyden de memnun değilim.
     Her iki tarafın karesini alırsak; özgüvensizlik çıktı ben de ortaya. Bu her insanda zaman zaman olan kadardır, belki de daha fazladır, bilemem paşalar. Ama kendimi iyi hissettirecek bir yol bulmaya itti bu durum beni. İlk olarak da kılık kıyafete ve sonrasında da saçlarıma... Son 3 haftadır, fark eden etmiştir, sinir bozucu bir şekilde sürekli saçımla oynuyor, daha sık berbere gidiyor ya da kendim evde kesmeye çalışıyorum. Hatta en son kazıtmaya karar vermiştim, son dakika durdurdum kendimi.
     Bunun arkasında yatan psikoloji ise -en azından şu anlık çözümlememe göre- güzellik kaygısı... Belki biraz da iyi hissetmek için dışarıdan gelen bir sesten onay alma ihtiyacı. Her zaman derim dış güzelliği önemsiz görmüyorum ama dünyanın en önemli şeyi de değil diye. Ve sanırım ben kendimi güzel bulacak kadar da sevmezsem başkasından gelecek bir onay ve iltifat da bir işe yaramayacak paşalar. Tüm bu saçımla olan problemim de buymuş.
     Olayı biraz karışık ifade etsem de iki kültürlenmenize aracı olduğum için günlük sevabımı almış olduğumu düşünüyorum. Bu da demek oluyor ki artık gitme vakti. Ama ertesi gün sabun köpüğünden karışık kumpire kadar uzanan bir yazı daha geliyor, takipte kalın paşalar. Öptüm kendimi...

     Son Ki Üç Arda!!
     
 





10 yorum:

  1. Saldım çayıra modeli...Tuttum bu modeli..

    YanıtlaSil
  2. Oysa ki senin saçların şampuan reklamlarında oynayacak kadar parlak ve yumuşak. Saçlarını rahat bırak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya seni yerim kuzu... Tamamdır bak bıraktım saçlarımı artık :)

      Sil
  3. Çok güzel bir yazı olmuş teşekkürler

    YanıtlaSil
  4. Saç modellerine isim.bulmak çok eğlenceli olmuştur eminim 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkçası fazlasıyla eğlendiğimi gizleyemeyeceğim. :)

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.