Son Ki Üç Arda !!


     Not: Aşağıda okuyacağınız yazının gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür. Bu yüzden kimse üzerine alınmasın paşalar. (!) Şaka şaka, üzerinize alının diye yazıyorum anacım.

     Son Ki Üç Arda !!

     "97" doğumlu biri olarak "insan" sıfatı ile piyasadaki 22. yılımı doldurmaktayım. Sizde fark etmişsinizdir ki piyasada bu kadar zaman hayatta kalmak benim için hiç kolay olmadı. Eğer önceki blog yazılarımı okuduysanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Ha evet, okumak yerine gözlüklerinizi(!) çıkarıp sokağınıza şöyle bi' baktıysanız da yeter. Ama bakmakla kalmayıp sesinizi çıkardıysanız çok başka. Siz artık suçlusunuz. Ne demek haksızlığa karşı durup sesinizi çıkarmak, hatta utanmadan gidip orada burada eylem yapmak falan. Sizi şimdiden çok ayıpladım. Köpek gibi çalışıp iki dirhem bir çekirdek aldığın asgari ücrete şükür edeceğin yerde böyle atraksiyonlara ne gerek var? Ya da ne bileyim taciz/tecavüz olmuş, senin neden umurunda? Sorarım size!!
     Merak etmeyin bu günler için buradayım. Yaşam kalitenizi bu tür aksiyonlara gerek olmadan arttırmak için elimden gelen her şeyi ortaya anlatacağım. Kalem kağıtları hazırlayın hanımlar, beyler...

     Arda İle Yaşam Kalitenizi Arttırmanın 5 Kolay Yolu;

     1- İŞSİZ KALMAK İÇİN OKUYUN. Öncelikle toplumun belli bir düzeni var. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite... Buradan sonra belli dallar üzerinde gidilebilir, o sizin tercihinize kalmış. Misal "Üniversite, yüksek lisans, doktora, işsizlik..." ya da "Üniversite, KPSS, Burger King elemanı, işsizlik..." belki de "Üniversite, direkt mis gibi işsizlik..." Tercih sizin. Sonunda bir iş sahibi olsanız bile işsiz kalmak için okuyun, okutun. İyi yerlere gelseniz bile bir an da kendinizi işsiz bulabilirsiniz. Hem ülkenin nitelikli insanlara ihtiyacı mı var? Ayrıca bu ülke seni beni bozuk para gibi harcar anam babam !!

     2 - EKMEK ARASI ANTİDEPRESAN YİYİN. Bu maddeye ülkenin en mutlu ilinin şebeke suyuna antidepresan karıştırıldığını öğrendikten sonra karar verdim. Ne kadar zekice değil mi? Yaşamanın en temel gerekliliği "mutlu olma"ya kesin çözüm. Yine tüm ülkeyi mutlu etmek benim görevimmiş gibi başkanlığa aday olacağım ve barajları elden geçireceğim ama sabırlı olun, daha çok yolum var. Ya da sabırlı olmayın direkt her sabah çavdar ekmeği arasına 10 miligram antidepresan ezip sürün. Mutlu olmayı hepimiz hak ediyoruz paşalar.

     3 - "ACIMIZ BÜYÜK" GÖZLÜKLERİNDEN EDİNİN VE ONLARI FİLTRELEYİN. Şimdi ülkemiz malum. Her gün ayrı bir aksiyon sahnesine şahit oluyoruz. İnsan psikolojisi için kolay mı? Değil. Ünlüler ne yapıyor? Gidiyor siyah kaynak gözlükler ile cenazelerde boy gösteriyor. Ama hepimiz zannediyoruz ki "acıları çok fazla, ağlamaktan duramıyorlar ve duyarlı olmaya çalışıyorlar." Yok ya. Yer miyiz biz bunları? O gözlüklerden etrafı görebildiğini düşünüyor musunuz? En fazla siyah karaltılar, o kadar. Sizden isteğim ünlüymüş gibi gidin onlardan bir tane edinin. Ülkemizde olan biten karaltı gibi görünecek ve sizi üzmeyecek. İşiniz garanti olsun diye de filtre taktırın gözlüklere. Bu da benden tavsiye olsun. Hok kadar!!

     4 - SİZE DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN. Şimdi sen neyi beğenmiyorsun? Tacizleri, tecavüzleri, haksızlıkları, ölümleri, patlamaları... Bir sürü şey var. Oturup hangi birine kafa yoracaksın? Sana zarar vermiyorsa bir önceki maddeme geri dön. Yine mutlu değilsen 2. maddeme bir daha bak. Ha sana zarar veriyorsa "kader" de geç. Çok kasmayın hanımlar, beyler... Size dokunmayan yılan bin yaşasın. Okey'e dördüncü ararken halay başı olasın. Heheyt be... !!!

     5 - S*NSÜR BİZİ TEĞET GEÇSİN. Hadi atıyorum, işinizden oldunuz. Tepki göstermek istiyorsunuz. Hakkınız olan işi isteyip özgürce eylem yapıyorsunuz. Sonra ne oluyor? Hapse falan giriyorsunuz. Olur canım böyle şeyler. Bu tür sansürlere maruz kalmak istemiyorsanız fikirlerinizi söylemeyin, özgür olmayın, hakkınızı aramayın. Kısaca insan olmayın. İnsan olmayarak insan kalın. Sansür sizi de teğet geçsin. Refaha kavuşun.

     21 senelik tecrübe konuşuyor burada. Kolay m... Pardon 22 senelik tecrübe konuşuyor burada. Ayrıca kolay da değil.
     Fark edenler olmuştur eminim. Yazı genel hatları çok bozulmadan, sadece belli başlı yerleri değiştirilerek geçen sene bu blog da yayımladığım ilk yazıya ait. Yani 1 sene önce bugün yayımladığım yazıya... 1 sene sonrasında süresiz bir ara verme öncesi (Bakın kapatma demiyorum, her an yine gelebilirim buraya) bu yazıyı tekrar hatırlatmak istedim.
     Bazen nereden geldiğimizi unutmayalım diye, yaptığımız ilk şeylerdeki heyecana ve tutkuya tekrar bakalım diye, bazen bazı yeni şeylere yer aşmak için bazı şeylerden vazgeçmek gerekiyor diye... Yolculuk bu yazıyla başladı bu yazıyla ara bulsun.
     Ben tekrar delirene kadar bu blog hesabına ara veriyorum. Şu vakte kadar okuyan, yorum atan, okurken cilloplaşan, mıncıran, fıttıran herkese sonsuz teşekkürler... Paşalar...



     Son Ki Üç Arda !!

1 yorum:

  1. Selamlar blogunu takipteyim sende blogumu takip edim yazılarıma göz atarsan sevinirim :)

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.