Son Ki...


     Merhaba paşalar, iyi gördüm sizi. Seçimler size bir yaramış, yüzünüze bir renk gelmiş. Maşallah maşallah efendim, 2-3 kilo daha alsanız en az benim kadar seksi olacaksınız neredeyse, o derece iyisiniz (!)
     Bugünlük ego kotamı doldurduğuma göre gidebilirim paşalar, o zaman...
     Son Ki Üç Ard... Dermişim, şaka şaka, biraz kendimi soldan soldan övmem ve yazının ciddiye alınması için sosyal bir mesaj bırakmam gerek, yoksa kapatamam yazıyı.
     Son 1 senedir yaptığım gibi yani...



     Geçen sene 14 Nisan'da ilk yazımı bu baktığınız ekranda yayımladım paşalar. Burada o 1 senelik süreci anlatmayacağım... Ay dur niye anlatmıyorum anacım?
     Evet, şu an bi' gaza geldim.
     Ama merak etmeyin çok tutmayacağım sizi (TUTTU)

     Son Ki Üç Arda!!

     1- Şu an okumakta olduğunuz yazı, blogda yayımlanacak son 3 yazıdan ilki paşalar.
     2- İlkini şu an zaten okumaktasınız; ikincisini hafta sonu, ve son yazıyı da Bluras blog hesabımın 1. yıldönümü olan 14 Nisan'da okuyabileceğiz.
     3- Blog hesabımı yazmayı sevdiğimden ve "karışık anksiyete ve depresyon hastalığıma iyi gelecek" fikrinden dolayı açtım.
     4- İyi geldi de, blog hesabımın 5. ayında ilaç kullanmayı kestim ve şu an çok daha iyi olduğumu söyleyebilirim, umudunuzu kaybetmeyin. (Sosyal mesajı da verdim çok şükür)
     5- Fark ettiğiniz gibi hayatta her şey birbirini tetikliyor paşalar, bana o teşhis konulmasaydı bu baktığınız blog olmayabilirdi belki de...
     6- Her hafta düzenli yazdığım ilk 6 ay doğru düzgün bir okuyucu kitlesi elde edemedim, yalan yok. Tek tük yakın çevrem okuyordu yazıları ama sonrasında yavaş yavaş açılmaya başladı ve çok da yakın olmadığım hatta tanımadığım insanlardan yorumlar almaya başladım, dünyanın en harika duygusuydu sanırsam, şu olaya kadar...
     7- Yaptığınız bir şey beğenilebilir, çok sevilebilir ama yaptığınız şey birilerine ilham olup onu harekete geçiriyorsa orada olay bambaşka bir hal alıyor paşalar. Birilerine dokunma duygusu... İşte blog olayında tartışmasız en sevdiğim duygu buydu...
     8- Ayrıca konuları böyle madde madde yazmak insanların ilgisini daha çok çekiyormuş paşalar.
     9- Şaka şaka yukarıda yazdığım maddeyi ben uydurdum şimdi. Siz de hemen inandınız. (Eski bir espridir, eski okur paşalarım hemen gülümsediler bile)
     10- İlk olarak kendim için yazsam da kimi zaman sosyal sorumluluk, proje gibi olaylara da giriştim. İyi mi oldu? Anacım yaparken ben eğlendim.
     11- Sonrasında harikulade bir hediye aldım; şu an baktığınız blog hesabının ilk 50 yazısının kitaplaştırılmış hali... Ahanda fotoğrafı bu... Cillop bir şey değil mi?



     12- Paşam vallahi satışta değil, olsa ben sana zaten indirimli satarım. Bir yazıda sizden kelime başına para koparmaya çalışmıştım hatırlarsanız, öyle bir insanım yani. Samimiyetimden anlayın (!)
     13- Anacım yakın çevrem bilir, bir ara Instagram hesabı açtım blog'a. Ama hayaller Ariana Grande bacımızla kapışmak iken hayatlar kaçak yolla takipçi almaya kadar düştü, ayrıca acayip saçma bir şekilde vaktimi alıyordu ek hesap yönetmek. Dedim bırak bu işleri Arda!!
     14- Bu süreç boyunca en akılda kalan olay, Sertab'ın Müzikali sonrası blogda yayımlamak adına Sertab Erener'le röportaj için kulise dalma çabalarım olmuştur. "O gün çok yorulmuştum, beni daha çok yormak istemedi o yüzden kulise almadı" dedim ardından. Çok iyi kadın şu Sertab.
     15- Gelelim neden böyle bir yazı yazdığıma...
     16- 2-3 ay önce Blog hesabımı Youtube kanalına çevirme fikrini arka arkaya 3 kişiden duyunca beni bir düşüncedir aldı. Blog hesabına devam etsem de Youtube bir köşede asılı kaldı. Çok astırmadım ve 3 hafta önce hesabı açıp ilk videomu yayımladım paşalar.
     17- Yine link koyacağım buraya bakmazsanız bozuşuruz bak, ona göre...

     TamBi'Arda Youtube

     18- Ama düşünüldüğü gibi blog hesabımın videoları yok, aynı kaçak çay tonlarında ama sadece sinema üzerine bir kanal.
     19- İlk zamanlar güzel olsa da baktım ikisi yürümüyor ve kendime vakit ayıramıyorum, ortalama 2 aydır kafamda olan fikri devreye sokmam gerek dedim; blog hesabına süresiz ara ermek...
     20- Bu yukarıda bahsettiğim 3 yazı sonrası uzun bir süre yazı yayımlamayacak ve başka mecralara vakit ayıracağım paşalar. Belki sonrasında geri dönüş olur ama ne zaman olur, bilemem.
     21- Yazdığım yazılar esnasında istemsiz oluşturduğum kalıplar oldu; Son Ki Üç Arda! ya da Paşa tabiri gibi... Bu kalıplara kurban olurum ya...
     22- Bu yazı diğerlerinden biraz farklı oldu ama 1 senedir her hafta emek verdiğim bir şeye bakıyorum ve balık burcuyum ve evet, gözlerim doldu ve hayır, ağlamıyorum tamam mı?
     23- Ayrıca ilk 6 ay en fazla 20-30 görüntülenme alan ve o yazılarımı okuyan kitleye sonsuz teşekkürler, şu an bazı yazılarımın 1000 görüntülenmeye geldiğini görünce ise gözler bir kez daha yaşlı...
     24- Bluras blog ismi, 16 yaşımdayken "Aras" Arda adıyla yayımladığım ilk yazımdan ve çok sevdiğim mavi renginin İngilizcesi olan "Blue" kelimesinden geliyor.
     Son maddeyi tahmin edebileceğinizi düşünüyorum paşalarım.
     25- Son Ki Üç Arda!



Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.