Zenne, Çekmeceler ve "Bir Daha Dans Yok"


     NOT: Bu yazı bir kitap eleştirisi değildir. Yazıyı cinsiyeti ve yönelimi fark etmeksizin herkes okuyabilir. Ama tek bir şartım var paşalar. O da; önyargınızı ve nefretinizi, girişte bulunan çöp kutusuna bırakmanız. Özellikle önyargılarınız bende alerji yapıyor, bilirsiniz.
   
     Bıraktınız mı? Hah çok güzel! Haydi gelin o zaman "Temiz" bir yolculuğa çıkalım. Başlıyorum...
     Son Ki Üç Arda !!



     BÖLÜM 1 -  "Hayata Mutlu Olmak İçin Geldiğimin Anlaşılacağı, İyi Bir Şeyler Beklerdim, Her Acı Dolu Hikayenin Sonunda."*

     Bundan 6 sene önce paşalar... Yaşım, büyüklerin küçük diyebileceği bir yaş, sinemaya gitmek için elimden ha deyince para da çıkaramadığım zamanlar, festivallere gitmekse büyük bir hayal... Bilgisayardan kaçak göçek film izliyorum boş zamanlarımda, öyle çok da arkadaşım yok. Filmlerde kendime benzer birini bulup geceleri onunla konuşuyorum. Sonra Zenne filmini duyuyorum. İlk izlediğim zaman hissettiğim tokat etkisini asla unutamam. Bu tokadın sebebini biliyorum ama kızmıyorum hatta tam tersine hoşuma gidiyor, sinemaya bir kat daha aşık oluyorum böylelikle ve listeme iki isim ekliyorum;
     Tim Burton
     Jean-Pierre Jeunet
     Lars Von Trier (O zamanlar bu adamın filmlerini gerçekten anladım mı bilmiyorum, zaten sonrasında filmlerini tekrar izledim, anlamadığım çok yer olmuş paşalar, kimseyi kandırmayalım)
     Wachowski Kardeşler
     Darren Aronofsky
     Metin Erksan
     Ertem Eğilmez
     Fatih Akın
     Caner Alper & Mehmet Binay

     Sonrasında listemin yazılı olduğu kağıdı kaybetsem de bana hissettirdiği duygular hiç geçmedi bu insanların. Her acı dolu hikayemin sonuna bir sinema filmi ekleyip bir umut koydum köşeme böylelikle...

     BÖLÜM 2 - "Kimseden Değil, Sadece Annemden Kabul Görmeyi Bekliyordum, Bunun İçin De Hayatta Önemli Başarılara İmza Atmam Gerektiği Gerçeği Bana Fena Halde Rahatsızlık Veriyordu."**

     Caner Alper'in otobiyografik / anı kitabı "Temiz Aile Çocuğu" kitabında bu cümleyi görünce normalde pek yapmadığım bir şeyi yapıp sayfanın kenarını katladım ve bunu sanki kötü bir şey yaparmışcasına metrodaki insanlardan gizli gizli yaptım. Bir sanat eserine zarar vermişim gibi... Kimse gördü mü diye etrafıma baktım ardından. Kimse görmemişti, özellikle de Annem...
     Bu cümlenin neden bu kadar beni etkilediğini o an anladım, sonrasında Zenne ve 3 sene önce izlediğim Çekmeceler filmlerini hatırladım ve beynim bir an da aradaki tüm bağlantıları kurup kendi hayatımdan kesitleri gözümün önüne getirerek gözümde biriken o damlayı akıttı.
     Kişisel bir blog yazısı olacağını tahmin etmezdim paşalar ama Balık burcuyum yani duygusalım ve arada öyle halay çekelim oynayalım türünden de yazılar yazamıyorum. Affedin.

     BÖLÜM 3 - "Ağlıyorduk, Çünkü Eşittik. Ağlıyorduk, Çünkü Mutluyduk. Çünkü Mutluluk Herkesin Eşit Hakkı Olmalıydı, Bunu Artık Çok İyi Anlamıştık."***

     Dün "17 Aralık Dünya Seks İşçilerine Yönelik Şiddetle Mücadele Günü"ydü. Belki de kimsenin bilmediği bu günü; ben, 2 sene önce -o zamanlar köşe yazarlığı yaptığım Çukur Mecmua dergisi için bir röportaj hazırlarken- öğrenmiştim. Röportajını yaptığım seks işçisi o kadar çok bilmediğim şey söyleyerek afallatmıştı ki beni, günlerce uyuyamamıştım. Yazıyı kaleme almam çok zor olmuştu ama pişman değildim, hatta sonrasında röportaj yüzünden gelen tepkilerle dergi kapatıldığında bile. O gelen tepkiler anlamak istemediklerini dışlamadan, nefretten ve önyargıdan oluşuyordu. Gelen tepkiler arasındaki tüm olumsuz şeylere üzüldüm ama en çok da olumsuz yorum yapıp nefret kusanlara, çünkü çocukken hiç sevilmemişlerdi onlar. Belki yalnızlardı, belki de hala büyümemişlerdi.
     Kendilerini öldürmemek için nefretleriyle başkalarını öldürüyorlardı.
   
     BÖLÜM 4 - "Bir Daha Dans Yok! Bir Daha Dans Yok!"

     Ortalama 8 ay önce üniversitemdeki ilk modern dans gösterimize çıktığımızda ne hissettiğimi anlayamamıştım, belki de heyecanımdandı. Ama sonrasında gösteri bitip insanların alkışlarını duyunca fark ettim. Bu tıpkı küçüklüğümde kapalı kapılar ardında dans ettiğim zaman hayalimdeki alkış sesleriydi. Ve hayalimdeki o sesler arasında ne "Erkek Adam Dans Etmez" diyen ne de "Kız Gibi Dans Ediyorsun" diyen vardı. Oysaki ben bir kalıba girmek istemiyordum.
     Ben bendim.
     Arda...

     "Temiz Aile Çocuğu" kitabında da ne de güzel dokunmuştu bu cümle bana.

     BÖLÜM 5 - Ben bir eleştirmen değilim, burada size her yerde bulabileceğiniz kitap özeti, sayfa sayısı gibi bilgileri de bu yüzden vermedim. M. Caner Alper'in "Temiz Aile Çocuğu" kitabını okudum ve bende neler hissettirdiğini anlatmak istedim. Güzel bir yolculuk yaşattı ve bu yolculuğa sizde girin istedim paşalar.

     Ben şimdi gidiyorum, hani olur da girerken bıraktığınız önyargı ve nefretinizi alabilirsiniz. İsterseniz de sırtınızda daha fazla yük taşımadan evinize yol alabilirsiniz. Seçim sizin...

     Son Ki Üç Arda !!



* : Temiz Aile Çocuğu / Doğum Pürüzleri / Sayfa 40...
** : Temiz Aile Çocuğu / Utanç Ve Gurur / Sayfa 65...
*** : Temiz Aile Çocuğu / Düğün / Sayfa 143...

2 yorum:

Blogger tarafından desteklenmektedir.