Bırakın İngilizce Bizi Öğrensin - 1



     Hello everyone, hello my Bazlamasss
     Welcome to my Blog. If you are a b*tch, yukarıda bir yerde çarpı var ona basın bir zahmet. But if you are Bacım or Paşam, sen bi' doğru yoldasın dostum. İngiliz aksanıyla çak bir beşlik...
     Bu yazının başlangıcından da anlayacağınız gibi herkesin aslında gizliden gizliye bilmediği İngilizce dili üzerinde duracağız My Paşalar. Şöyle ki, sanki doğduğunuz andan itibaren herkes konuşabiliyormuş gibi muamele yapılıyor ama çok fazla eksiğimiz var ve ve ve... You know it Sucuklu Yumurtalarım, I'm here for these days.

     Bu Sugar yazı dizimizin ilk basamağı her yaşta telli duvaklı gelin olan, dilimizin eye-baby'leri Idioms and Proverbs... Yani bizdeki deyimler ve atasözleri My Paşalar.
      E o halde come to me and detaylı inceleyelim ve İngilizce seviyenizi "Are You Cola?" seviyesinden "Better Than Trump" seviyesine taşıyalım.

     1 - Cut Somebody Some Slack

     Bizim güzel dilimizdeki (Milliyetçilik: On) karşılığı "müsamaha etmek""hoşgörü göstermek" ya da "görmezlikten gelmek" olsa da hepimiz bunun gerçek anlamının "birilerinin o gevşek ağızlarını kesmek" olduğunu biliyoruz. Hiç kimse kendini kandırmasın, geçen akademik bir metinde gördüm vallahi, resmen "seslerini kesmek" anlamının daha kibar hali olarak kullanılmış. Biz de ise; gereğini yapmazsan yani seslerini kesmezsen birileri tepene çıkar ve hoşgörü göstermek zorunda kalırsın bacım anlamına bağlanıyor, benden söylemesi...

     2- No Pain, No Gain

     Her zaman ne derim size My Bazlamalarım ?
     "Rüzgara karşı hapşırmayın yoksa kendi üzerinize tükürmüş gibi olursunuz."
     Hayır hayır, bu değil diğer cümle...
     "Güzellik acıtır tatlım."
     İşte bunun İngilizce karşılığı tam olarak bu dostlarım: No pain, no gain... Tam kelime karşılığı "acı yok kazanç yok" olarak çevrilebilir ama edindiğim 21 senelik tecrübeme dayanarak söylüyorum. Bir şey istiyorsan onun için çabalayacaksın anacım. Güzel mi olmak istiyorsun? Fit mi olmak istiyorsun? You better work b*tch demiş ünlü düşünür Britney ablamız. Boşuna dememiş. Buradan söylüyorum, sonra yanıma gelip neden Tinder'da beni sağ kaydırmadılar demeyin.

     3- Don't Count Your Chickens Before They Hatch

     Efenim doğduğumdan beri profesyonel olarak İngilizce konuşan biri olarak söyleyebilirim ki, bizden olan bir cümle bu kadar farklılaşabilir bir dilde. Bizdeki karşılığı bildiğiniz "Dereyi görmeden paçaları sıvama" ama elin İngilizleri bu durumlar için onlar civcivlerini çıkarmadan sen tavuklarını sayma diyor. Bir tavuğa kaç civciv düşüyor? Söylenmiyor! Bunun piyasa değeri nedir? Söylenmiyor! Sen kime sayıyor, saydırıyorsun? Arkanda kim var senin? Hangi hükûmet ha? Durun durun, acil Cut Somebody Some Slack yapmam lazım, good person olmam lazım. Ariana Grande'nin anksiyete şarkısını atın hemen. "Just keep breathin' and breathin' and..."
     Popüler kültür reklamı yaptığıma göre bu maddeyi bitirebilirim my dostlar...

     Ya sen böyle deyimleri atasözleri 3,5 İskender gibi önümüze dizdin ama biz nasıl öğrenelim koca dili, diyorsunuz değil mi? Efenim korkmayın, I-Run için ve kendinize gelin, üstelik İskender'in yanında iyi gider. Ama haklısınız, size bu işin püf noktalarını hemen anlatıyorum;
   
     1- Telefonunuza sözlük uygulaması indirmeyin, bir zahmet sözlük olun
     2- Yabancı diziler sizi izlemeye başlasın artık, o derece çılgın olun.
     3- İnternetten İngilizce bilen bir arkadaş edinin, mümkünse ilk olarak ondan küfür öğrenin.
     4- Unutmayın, bir dildeki en önemli şey derdinizi anlatabilmek. Bu yüzden etrafınızdaki tüm magazin programlarının İngilizce versiyonlarını bulun.
     5- Bluras Blog okuyun. (Vallahi bu maddeyi kim koydu, inanın anlamadım. Neyse yazılmış artık, kalsın madem... Sonra şey yaparız...)
     6- İmkanınız varsa yurtdışına çıkın fakat etrafta KEBO dürüm aramaya çalışırken kendinize Türk arkadaşlar bulup daha da bozuk bir dille geri dönmeyin.
     7- İngilizce kursuna yazılın ama orada İngilizceyi beyninize enjekte etmeyeceklerini bilin. Ne dedim ben az önce? No pain, no gain My Bacımsss
     8- British İngilizcesi mi, American İngilizcesi mi? Tarafınızı seçin.
     9- Toplu taşıma araçlarında, kalabalık yerlerde kısacası her yer de İngilizce biliyormuş numarası yapın, özgüveniniz artsın. Sonuçta bir dil öğrenmek için özgüven önemli ve siz YES dediğiniz an size gıptayla bakacak yüzlerce insanın olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Kullanın bunu.
     10- Ve son olarak da... Anacım çaktırmamaya çalışıyorum ama yazacak madde bulamadım. Gidin sizde yavaştan, havada karardı zaten. Bir de her şeyi devletten beklemeyin be ya!! Azıcık... Strong... Öğrenmeye istekli... Hardworking olun... Hadi C'mon...
   
   

1 yorum:

  1. Kendi kendime yorum atıyorum ama devamı gelecek bu yazı dizisinin. Onu bir söyleyeyim dedim. Haydi yanaklarınızdan iki makas alıp kaçtım ben.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.