6. Ay Özel Yazı...


     Not: Burada okuyacağınız yazı gerçek kişi ve kurumlardan (Yani benden) esinlenilmiştir.

     Kayıtta mıyız;?
     Son ki üç Arda!

   

     Merhaba arkadaşlar Bloguma hoşgeldiniz. Bloguma abone olmak ve Blog algoritmasını altüst etmek için beğen butonuna tıklamayı ve yorumlarınızı aşağıya bırakmayı unutmayın.
     Hep bu şekilde bir açılış yapmak istemiştim, kısmet 6. ay özel yazısınaymış paşalar. E o zaman başlayalım.
     Şimdi milyonlarca hayranım varmış gibi kendimi anlatacağım ve hayatınıza yeni ufuklar katacağım. Sizde inanmış gibi yapın, bana çaktırmayın. Tabi hayatımı anlatacağım dediysem de kahve falından fırlayan "3 vakte kadar şunu yaptım" CV örneklerinden değil hele. O kadar istikrar seviyemi dağlara çıkararak 6 aydır yazıyorum şuraya. İki kelam bırakmak lazım ve neler öğrendim göstermek lazım dedim. Fena mı ettim?

     1- Blog açma fikri nereden geldi? Bacılarım 2-3 senedir amatör olarak oraya buraya yazıyorum, dedim daha iyi yerlere gelmeli, kitap çıkarmalıyım, herkes okumalı beni. Tık tık... Yok o iş öyle olmadı, yaşıtlarım gibi Wattpad'de iki Edward - Bella hikayesi yazmadım. Gittim, köşe yazarlığı yaptığım dergide röportaj yazısı yayımladım, DERGİ KAPANDI O YAZI YÜZÜNDEN !! Arkamdan fellik fellik "Tutunamadım" şarkısı çaldılar, aldırmadım. Dibe battım ama kendi platformumu kurar orada yazarım dedim ve şu an buradayım. Kısacası, bir kapı kapanır ama önemli olan diğer kapıyı açmakta dostlar. Peşinden koşun ne yapmayı seviyorsanız.

     2- 6 ay nasıl istikrar sağladım? Yemedim içmedim yazdım uleyn. Tırnaklarımla kazıdım. Bağrımı deldim, ciğerimi söktüm, çorba yaptım. Tık tık... Kız yok öyle olmadı o işler. ilk olarak canım ne zaman isterse o zaman yazdım, yalan yok. Sonrasında zaten okuyan oldu, destekleyen oldu, e benimde elim alıştı. Baktım yazıyorum. Durduramadım kendimi. Sonrasında işin formülünü anladım. Önemli olan şey; yapmak istediğiniz şeyi alışkanlık haline getirmekmiş.
     Şu an da sanki buradan deli deli paralar kazanarak zengin olmuşum ve bu yazıyı da havyarımı yiyerek şöminemin yanında yazıyormuşum gibi konuştum. Ama işin doğrusu beyaz atletim ve uzun siyah çoraplarımla çekirdek tükürerek yazıyorum. Çekirdek de en ucuzundan. (Hakkını yemeyelim, Babacık büfe güzel kavuruyor çekirdeği.)

     3- İşin zorlayan yanları da olmadı değil.
     Seda Sayan ve Demet Akalın konulu yazımdan sonra Blogum engellendi mesela. Bir hafta kullanamadım ve tabi ki çalışma masamın altında ağlayarak Taylor Swift dinlemedim. Taylor Swift'i tuvalette ağlarken dinliyorum çünkü.
     Ya da, kendime her ay en az 4 yazı yazma kuralını koymuştum, istikrar sağlayayım diye. Onu yapabilmek için her ayın son gününde kendime işkenceler çektirip 2 kupalık kahveyi içmek yerine yediğim zamanlarımı saymıyorum mesela
     Bir de mizah yapıyorsunuz, komiklik bekliyor insanlar sizden. Ama tescilli deliyim ben, kapı gibi ortaya karışık anksiyete ve depresif bozukluk belgem var. Ayda bir hobi olarak tuvaletlerde ağlama krizleri geçiriyorum. Ağlanacak halime çok pis gülüyorum. Kolay mı?
     Heheyt... Öyle kolay değil bu işler bazlamalar. Siz siz olun, ne yaşarsanız yaşayın ama bir kahkaha patlatın ardından. En azından bir gülümseyin.

     4- KALİTELİ okuyucular yorum atar, bu ne o ne diye sorgular. Olumlu olur olumsuz olur her türlü yorum kabulüm. Sevmeyen oldu, koca okula hayvan ırkçısı gibi göründüğüm oldu, damga yediğim oldu. Ama her türlü yoruma eyvallah-ız, her birinin üzerinde tereyağlı kurabiye pişirir, iki makas alırız. Zaten herkes yazdığım şeyi beğense, ben nasıl ilerlerdim bu yolda?
     Özellikle "KIZ GİBİ" yazıyorsun yorumlarınıza ayrıca teşekkürler, bu tür bir iltifatı almak için ne yaptım, inanın bilmiyorum. Çok sağolun.

     5- "Nasıl yazıyorsun?" diye soranlar oluyor arada. Anacım buna net bir cevap ya da formül veremiyorum. Ama günlük halimde nasılsam yazılarımda da öyle olmaya çalışıyorum, yani tek gayem "Şugar bir Şopar" olmak. Sırf sizin için resimli örnek de seçtim. Buyurunuz bir alt satıra;


     Bakınız, soğuklarla böyle baş ediyorum mesela. Ayrıca gerekli yere de sansürümü de çok pis koyarım bacılar, ağalar...



     2018'e de arkamdaki gemileri yıkarak girdim. Efekt by: Aşk-ı Memnu Edition - feat Firdevs Yöreoğlu...
     Kısaca kendiniz olun anam babam.

     Daha da kısacası öyle ya da böyle, şopar ya da değil, iyi ya da kötü bir şekilde 6 aydır yazdık, yazmaya da devam edeceğiz gibi duruyor, haydi hayırlısı... "Bluras" isminin nereden geldiği ise başka bir yazının konusu, onu şimdilik çok deşmeyelim.
    Haydi ben kaçıyorum o zaman.
    Son ki üç Arda!





Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.