Gündem Özel: YGS LYS YKS ABS...


     Hayatta istikrar seviyemi her zaman korudum sevgili okuyucular.
     Gelin hele anlatayım.
     Son sınıftayım. Gittim, Sinema-Tv bölümü istedim ama sayısaldaydım, alan değiştirdim ama cesaretimden dolayı sayısaldan sözele değil de eşit ağırlığa geçebildim. Baktım, orada iç mimarlık ve çevre tasarımı diye bir bölüm var, aylarca kafayı taktım ben bu bölüme. Sonra sınava girdim, sonuçlar açıklandı, tercihin ilk sırasına her eşit ağırlıkçı gibi Hukuk yazdım, İşletmeyi kazandım. Hazırlık okurken kafam sabitti bir nebze ama bölüme geçince tık yok ben de. Kaşarsız tost gibi bölüm. Dedim ben bir daha gireceğim sınava. Güç bela aileden habersiz sınava hazırlandım, bir yandan da yatay geçiş başvurusu yaptım Felsefe ve Sosyoloji bölümleri için. Sınav tercihleri sonuçlanmadan Sosyolojiyi kazandığımı öğrendim ama beni kesmedi, tercih sonuçlarını bekledim.
     Peki şu an ne mi yapıyorum?
     Hayatlarınızı muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak haricinde İktisat okuyorum. Memnun muyum? Saçmalamayın anacım, bir imkanım daha olsa başka bir bölüme daha geçerdim. (Hiç sözel bir bölüm okumadım mesela. Oraya da bir ayak basmak lazım. Durun ben bunu bir düşüneyim.)
     Zaten kendimi bazen Ösym'nin her sene denediği sınav sistemi gibi hissediyorum. Türkiye'deki her bölümü denemem için bu azim nereden geliyor, bilmem.
     Bundaki en büyük payı sınav sistemimize bırakıyorum orası ayrı ama diğer büyük pay da tabi ki ben de.


   
     Peki, bugün ne mi yapacağız? Üniversite sınavları hakkında herkesin bildiği ama söylemeye çekindiği konulara ekmek bandıracağız. Ekmekleriniz gündemimiz kadar taze olsun sevgili bazlamalar. Haydi kodlamaya başlayalım!!
 
     1- STRESTEN DÖKÜLEN SAÇ TELLERİMİ DE SINAVA GİRERKEN VER ÖSYM
     Okumak istediği bölümü kazanmak için önce herkes gözleme yapmalı sonrasında da araba tamir etmeli. Yoksa Tıp kazanamazsınız. Sınav sistemimiz tam olarak böyle işliyor. Allahtan gözlemenin neli olacağı ve araba modeli bize bırakılıyor. Ama arkamızda en az 2 milyon insan oluyor. Çıldırmamak elde değil bazlamalar !! Bakın bakın stresten dökülen saçlarım ekrana düştü şu an.                ______________________       (Bknz. Saç telim...)

     2- 1997 MODEL DENEY TAHTASI GURURLA SUNAR; ABS
     Buradaki 1997 model deney tahtası ben oluyorum sevgili okurlar. 21 Senelik piyasa hayatımda 4 sınav sitemi ve en az 10 sınava girmiş biri olarak konuşuyorum; TÜKENDİM !! YILDIM !! YETHER !!
     Görmüş olduğum hiçbir sistemden tam bir hayır gelmedi (üstüne hıyar geldi) yoksa bu kadar sık değiştirmezlerdi. Bknz. Oscar WİLDE bile susmamış;

     "Sınav sistemi denilen şey, o kadar çirkindir ki, onu her sene değiştirirler."

     Gözlerim dolu dolu şu an, inanın. Ama ne yaptım bilin? Gelecek seneki sistem için bir ön hazırlık yaptım; ABS. (Anam Babam Sınavı) Olay şu herkes anasının babasının elinden tutup Ösym merkezine gidiyor ve istediği okul ve bölüm için dilekçe veriyor, bu kadar basit. Hem aileye hitap ediyor hem de yumuşacık saçlara.
     Biliyorum şu an "Başbakan olsan çok şugar olurdu be Arda..." dediniz içinizden. Duyuyorum ben onları, merak etmeyin ama daha zamanı var.

     3- SINAVA GİRERKEN VERDİĞİMİZ PARAYI 6 TAKSİT YAPSANIZ BE ÖSYM AMCA
     Anacım etimiz ne budumuz ne bizim? Etin kilosu ne kadar bir kere? Aldığımız asgari ücret ne kadar, onu söyle sen bana!! Bak elim ayağım titriyor, kaça patlar bu titreme haberiniz var mı? Onu geçtim Dolardan haber ver bana !! Sıcak bastı bana bi'... Sıcak ne kadar tutuyor bu devir de peki? Birazdan hastaneye kaldırılacağım sinirden. HASTANE NE KADAR TUTAR PEKİ?
     Anam babam kısaca hayat pahalı. Bir de siz 80 köy bazlaması fiyatına sınav ücreti yapıyorsunuz. Kaç aile doyar onunla, bilen yok. Gerek yok böyle atraksiyonlara... En fazla 10 lira tutacak sınav için gerekenler, haydi bir de az önce sinirden bayıldığımda ayıltmak için kullanılan limonlu kolonyanın fiyatını da al. En fazla 15 lira paşam. Başka yok.

     Bakın, yine çok konuştum. Susuyorum hemen. Susuyorum ki gidin tercihlerinize odaklanın küçük bazlamalar. Ama çeneler açıldığında böyle durumlar için bir laf vardır. Onu verip kapanışı öyle
yapayım;

      Dağ, bayır, çayır, çeneler, sen ve ben
      Konuştukça boş yaparsın diken diken
      Allah kimseyi böyle konuşturmasın ezelden
      Ezel ezel dediğin nedir ki eski bir diziden
 

2 yorum:

  1. Tam da tercih döneminde olan, gerek yüreği gerek bedeni bazlamadan hallice bir üniversite öğrencisi adayı olarak, yazını keyifle okudum. Ellerine sağlık 🙋🏻‍♀️ bu arada ilgiyle takip ediyorum efenim, saygılar 🌹

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaaa çok teşekkür ederim efenim, bir miktar utandırdınız ama çok miktar mutlu ettiniz. Her şeyin gönlünüzce olması dileği ile...

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.